Orjinal Adı: Leén the Professional
Yapım:
1994 - Fransa
Tür: Aksiyon,
Casusluk, Dram, Gerilim,
Suç
Süre: 120
dakika
Yönetmen: Luc Besson
Oyuncular: Jean Reno, Gary Oldman, Danny Aiello,
Natalie Portman, Samy Naceri, Elizabeth Regen…
Müzisyen: Sting, Eric Serra
Görüntü
Yönetmeni: Thierry
Arbogast,
Senaryo: Luc Besson
Yapımcı: Luc Besson, Patrice Ledoux, John Garland,
Claude Besson, Bernard Grenet
Leon, ünlü Fransız yazar/yönetmen Luc
Besson tarafından yazılıp yönetilen, 1994 Fransız yapımı bir filmdir. Luc
Besson şimdiye kadar yapımcı, yönetmen ve senarist olmuş, yönetmenlik hayatına
ise “L’avant Dernier” ve “Le Dernier Combat “adlı iki kısa filmle başlamıştır.
Kimilerine göre Fransız sinemasının yenilikçi yüzlerinden, kimilerine göre ise
başarılı filmlerinden sonra yapımcılığını üstlendiği “Taxi” gibi filmleri
yüzünden başarısını düşüren bir yönetmendir. Adından söz ettiren çalışmaları
ise şöyledir: Subway, The Big Blue, Nikita, Atlantis, Léon, The Messenger, Joan
of Arc…
Filmin konusuna değinecek olursak... Başkahramanımız Leon,
bir göçmendir ve parasını insanları öldürerek kazanır. Patronu Tony ona,
kurbanların isimlerini verir, Léon da bir tetikçi olarak görevini yapar. Çok
katı kurallara sahip bu tetikçi, işinde çok başarılı bir profesyoneldir. Bu
başarısını her gün yapmaktan usanmadığı görevine ve renksiz hayat stiline
borçludur. Ancak bu siyah-beyaz hayat, Mathilda adlı küçük kızın gelmesiyle
renklenir. Mathilda ailesini bir polis baskınında kaybetmiştir. Ama tek
üzüldüğü, küçük kardeşinin ölmesidir. Çünkü ailede sevdiği başka biri yoktur.
Mathilda Léon’un tetikçi olduğunu öğrenince ondan, kendi intikamını almasını
ister. Sonrasında ise Leon’u kendisine tetikçiliği öğretmesine ikna eder. Film
böylelikle seyircisini, bu öğretmen-öğrenci diyaloğuyla içine çeker. Haliyle
artık Leon eski Léon olamayacaktır.
Her şeyden önce alışılagelmişin önüne geçen, birçok
farklılıktan beslenen bir filmdir Leon. Örneğin; masum küçük bir kız olan
Mathilda, aslında insan öldürmekten hiç korkmayan cesur bir kızken, tetikçi
olan Leon ise süt içmeyi ihmal etmeyen ve her gün çiçek sulayan bir güzel insan
olarak çıkıyor karşımıza. Film boyunca geçen diyaloglarla karakterler yavaş
yavaş yer değiştiriyor ve böylelikle bu tezat durum seyirciye nakşediliyor.
Normal şartlar altında bir kiralık katili sevebilir miyiz?
Serin kanlılıkla öldürür ve parasını alır, kötüdür.. Çok kötüdür. Fakat bu
filmde bir kiralık katil sevdiriliyor seyirciye. Ölmemesini, acı çekmemesini
hatta mutlu olmasını istiyoruz. Çünkü karakterin ruhunun derinliklerinde gömülü
bir saflık sunuluyor izleyicilere. Gözünü kırpmadan öldüren bir tetikçinin en iyi
dostu bir saksı çiçeği oluyor, süt içip ruhunu temizliyor. Filmin başından
itibaren sıklıkla kullanılan bu süt metaforu aslında Leon karakterinin yaptığı
mesleği kendisinin seçmediğini anlatıyor ve sütün bir diğer işlevi ise
önyargılı yaklaştılan tetikçi karakterine alışma sürecini hızlandırmayı
hedefliyor. Bu alışma sürecinde Leon’un tek dostu olan ve her gün suladığı
bitki ayrıca onu komik duruma düşüren hafızası da büyük rol oynuyor.
Mathilda ise ailesinin katledilişine şahit olup kimsesiz
kalan, zeki ve soğukkanlı henüz 12 yaşında bir kız çocuğudur. Ailesinden ilgi
ve sevgi görmeden büyüyen bu kız yaşıtlarından daha büyük davranmaya çalışıp ve
kendisini de buna inandırmıştır. Bu sıradan olmayan hikaye ve iki karakterin
bir araya gelmesiyle seyirciye belkide daha önce hiç bakmadığı bir perspektif
sunuluyor.
Kimi çevrelerce ise film, aralarında fazlaca yaş farkı olan
iki kişi arasında "aşk" olduğu gerekçesiyle eleştirilmiştir. Ancak,
ailesinden sevgi görememiş küçük bir kız olan Mathilda'nın Leon'a karşı hisleri
normal aşk kavramından farklı olarak, kendisine ilk defa iyi davranan birisi
karşısında duymuş olduğu sevgidir. Leon'un da Mathilda'ya karşı duyduğu hisler
benzer şekildedir. İkisininde bu hisleri hayatlarında o zamana kadar görmediği bir sıcaklığa duyulan
özlem ve buna karşı verilen duygusal tepkidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder